Rüşvetin tanımına baktığımızda TDK şöyle diyor:
Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar.Çocuklarınıza yasak veya yasa dışı bir iş yaptırmak istiyorsanız ve karşılığında mal veya para teklif ediyorsanız, rüşvet veriyorsunuz demektir.Pekiştireç nedir?
Pozitif (olumlu) pekiştireç, yapılan bir davranışın onaylandığının ya da takdir edildiğinin göstergesidir. Pekiştireç, davranışın sonucunu gösteren araçtır.
Kullandığımız aracın pekiştireç olarak adlandırılabilmesi için davranışın zaman içinde arttığını görmemiz şarttır. Eğer kullandığımız araç zaman içinde davranışı artırmıyorsa, o araca zaten pekiştireç diyemeyiz.Bu sebeple pekiştireçlerin doğru kullanılması, çocuğunuza doğru mesajın gitmesi için çok önemlidir.Çocuk tuvalete girmeden evvel, “Tuvalete gir, sana bir paket çikolata vereceğim,” diyerek paketi çocuğun önünde sallamak; pekiştireç olarak kullanmak istediğimiz aracın hem davranışı artırmakta işe yaramadığını hem de bizim bunu rüşvete yakın bir amaçla kullanmaya çalıştığımızı gösterir.
Dolayısıyla çocuğumuza hiç istemeyeceğimiz yanlış bir mesaj aktarır.Peki doğru mesajı nasıl veririz?Öncelikle çocuğumuza bir şey yaptırabilmek için davranışın öncesinde, “Bak yap, sana bunu vereceğim,” dememeliyiz.Pekiştireç vererek çocuğumuza aktarmak istediğimiz asıl mesaj:
“Bak, sen bu davranışı yaptın, benim çok hoşuma gitti; bu yüzden ben de seni memnun etmek istedim,” olmalı.Neden?
Çocuğunuz sizin memnun olduğunuzu görsün ve ileride sizi yine memnun etmek için bu davranışı tekrarlasın diye.Yani amaç:Memnuniyetinizi göstermek.Davranışın kabul gördüğünü göstermek.Sonuç göstermek.İstenilen davranışı pekiştirmek."Aferin diyorum ya, yetmez mi?"
İçten gelen bir "aferin", gözlerde pırıltı, seste hayret dolu bir tını ile belki yeter, belki de yetmez.Seneler önce çocuklarımla sinemaya gitmiştik.
Hani elinde fenerle yer gösteren biri vardır ya... O kişi yanımıza gelip yerimizi gösterdi. En son ben yerime oturmak için yanından geçerken kibarca “Teşekkür ederim,” dedim.
"Teşekküre çalışmıyoruz hanımefendi," deyip gitti.İşte durum budur.
Hayatta her şeyin bir sonucu var.
Sonucu beğeniriz, davranışımızı artırırız.
Beğenmeyiz, davranışımızı söndürürüz.Toplum kurallarının varlığı bu yüzden. Yazısız hatta sözsüz kuralların, geleneklerin, göreneklerin, görgü kurallarının varlığı bu yüzden. İnsanlık tarihinde insanı insan yapan tüm karşılıklı ilişkilerin temel dayanağı burada.Bir senaryo düşünelim:
Komşunuz hasta oldu, yemek yapıp götürdünüz.
Kadın kapıyı açtı, sizi tepeden tırnağa süzdü, yemeğe bir bakış fırlattı, elinizdekileri alıp “Sağ ol,” dedi ve kapıyı kapattı.Bir ay sonra komşunuz yine hasta oldu. Yemek yapar mısınız?Başka bir senaryo:
Komşunuz hasta oldu, yemek yapıp götürdünüz.
Kadın kapıyı açtı, belli ki çok yorgun. Sizi elinizde yemekle görünce gözleri parladı, yüzünde minnettar bir ifade oluştu.
Sesinde “Allah razı olsun” tınısıyla “Sağ ol komşum, ne kadar sevindirdin beni anlatamam, yemek yapacak halim yoktu,” dedi.
Tarhana çorbasını görünce daha da sevinerek, “Nasıl makbule geçti bilemezsin, katı yemek boğazımdan geçmiyor bu günlerde,” dedi.Bir ay sonra komşunuz yeniden hasta oldu. Ne yapardınız?Senaryoyu bir adım ileri taşıyalım:
Beş dakika geçmeden kapınız çaldı. Komşunun kızı elinde minik bir çiçekle kapıda belirdi.
“Annem bunu size gönderdi. Tarhana çorbasını içtikten sonra biraz kendine geldi. En sevdiği şey çiçekler, biliyorsunuz. Bu küçüğü geçen hafta dikmişti, tutmuş. Size getirmemi istedi. Çok teşekkür ediyor,” dedi.Bir ay sonra komşunuz yeniden hasta oldu. Ne yapardınız?Bu senaryoda düşünmemiz gerekenler:Komşuya yemek götürdünüz, neden?İlk örnekte komşunuzun tepkisi size ne ifade etti?İkinci örnekte komşunuzun tepkisi neydi, size ne hissettirdi?Bir adım ileri senaryoda çiçek verilmesi size ne ifade etti?Komşunun verdiği çiçek rüşvet miydi?İşte bu örnek, pekiştireç ve motivasyon arasındaki ilişkiyi gösteriyor.Sağlıkla kalın.